Değerli Arkadaşlar,

Türkiye'de İş Güvenliği Uzmanı olarak çalışmak ciddi zorlukların yanında çok ciddi fedakarlıklarda gerektiriyor. İşin içinde olmayan bir çok çalışan arkadaşımız tabiri caizse yaptığımız işin çok da kolay olduğunu söylüyor. Hatta bazı yöneticiler tarafından da maalesef gereksiz gibi de algılanıyor. Neyse ki bu algı her geçen yıl daha da azalıyor. Aslında bu işimize verdiğimiz önemle doğru orantılı bir durum.  2013 yılından bu yana neredeyse A Sınıfı uzman olarak aralıksız çalışmaktayım. Oldukça da iyi firmalarda, büyük projelerde çalıştım. Her yıl aslında bu işin pozitif manada yukarı ivmeyle hareket ettiğini görebiliyorum. Ancak ve maalesef  her hangi bir kaza durumunda kurbanlık koyun modundan çıkamadık. Bununla ilgili sektörde çok çaba gösteren kişi ve kurumlar var mutlaka ama nedense Kanun Koyucular bu konuya kayıtsız kalıyor. Belki de kayıtsız kalmaları işlerine geliyor. Kim bilir. Kanun Koyucuların ve ilgisizlikleriyle İlgili  bir kaç eleştirimi aşağıda maddeler halinde bilginize paylaşmak isterim. Özellikle de belirtmek isterim ki şu an mevcut çalışma ortamımda her ne kadar yazdıklarımla ilgili bazılarını şahsen yaşıyor olmasam da, sektörün genel bir fotoğrafını çekmek istedim.

• Neden maaşımızı hizmet verdiğimiz iş yeri patronundan almaya devam ediyoruz ? Cevabı çok belli Kanun Koyucuların hepsi aslında bir işveren. Hatta özünde en büyük işveren devlet. Hiç bir işveren yetkinin kendisinden alınmasını istemez. Böylece güvensiz çalışma yaptırır ama kaza olduğunda zaten bir iş güvenliği uzmanı orada hazır beklemektedir.  Örnek mi istiyorsunuz; google amcaya yazın "iş güvenliği uzman + hapis" ortaya çıkan sonuçları göreceksizin. Bir İş Güvenliği Uzmanı ve hapis kelimelerinin bir arada anılması bile çok kötü iken bununla yaşamak zorunda kalan bir çok değerli arkadaşımız var maalesef.  
• Kanun Uygulayıcıları işlerine gelince kanunları uygularken işlerine gelince bu kanunları görmemezlikten gelirler.Örneğin bir kaza olunca neden iş güvenliği uzmanını hapse atarsınız ki. Hangi kanun bunu söylüyor. Allah Aşkına biri çıksın da bu kanu bana anlatsın. Ben de onlara hangi kanunun buna aykırı olduğunu söyleyeyim. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları MADDE 8 – (1) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür. (2) (Değişik: 4/4/2015-6645/1 md.) İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir. Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur. Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilir. Bildirim yapmadığı tespit edilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının belgesi üç ay, tekrarında ise altı ay süreyle askıya alınır. Bu bildirimden dolayı işvereni tarafından işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının iş sözleşmesine son verilemez ve bu kişiler hiçbir şekilde hak kaybına uğratılamaz. Aksi takdirde işveren hakkında bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere tazminata hükmedilir. İşyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının iş kanunları ve diğer kanunlara göre sahip olduğu hakları saklıdır. Açılan davada, kötü niyetle gerçek dışı bildirimde bulunduğu mahkeme kararıyla tespit edilen kişinin belgesi altı ay süreyle askıya alınır. Sayın Kanun Uygulayıcıları, lütfen tekrar tekrar okuyun. Ne diyor; Danışmanlık yapar diyor. Ne diyor yazılı bildirim yeterlidir diyor. Ne diyor bildirimi eksikse iş yapma hakkı elinden alınır diyor. Ne diyor Hak mahrumiyetine uğratılamaz diyor. NE DEMİYOR, Hapse atılır demiyor. İnsaf artık, Hapis yatacak kurban aramayın, mantığınızı değiştirin ve Proaktif yaklaşım ile İş Güvenliği Uzmanlarının önünü açarak Kazaların önceden olmasını engelleyin.
• Kafamın almadığı olaylardan biri de (Belki de ben gerizekalıyımdır, bu da bir ihtimal tabii) neden bir kaza olunca Jandarma ya da Polislerimiz hemen İş Güvenliği uzmanlarını çağırıyorlar. Hatta ölüm varsa da daha davası bile olmadığı halde hapse atıyorlar. Türk Hukuk Sistemi maalesef yavaş işliyor. İyi ya da kötü yorum yapamam ama bu dava açılma süresi 3 ayları buluyor. Uzman arkadaş suçsuz bile olsa 3 ay hapiste kalıyor. Hak mı bu ? Onun evde rızık bekleyen karısı çoluğu-çocuğu yok mu? Bu kadar ucuz mu bu işler. Evet duyabiliyorum sesinizi UCUZ diyorsunuz. İçim cız ediyor ama gerçekten de Ucuz.
• Bu Sınıf muhabbeti de canımı sıkan konulardan biri. Nedir Sınıf ayırımı anlayamadım. Sistem böyle mi yürümeli? Bence kişiler okudukları uzmanlık alanlarına göre iş güvenliği uzmanlığı yapmalılar. Bazen bana yapılan iş başvurularına bakıyorum ve bu arkadaşı nasıl işe alabilirim diye kendimi sorguluyorum ve üzülüyorum. (Kesinlikle başvuru yapanları eleştirmiyorum, onlar haklı ekmek parası peşinde) Örneğin, elektrikle ilgili bir proje var ve başvuran arkadaşın mesleği Biyoloji (Biyologlar alınmasın lütfen bunu tam ters örnekleri de var)  bu dalda hiç çalışmamış, elektrikle ilgili spesifik bilgisi yok ama bu daldaki iş ilanına başvuruyor. İşte onun işi öğrenme süresinde geçen süre kaza risklerinin devam ettiği süredir. Bunun yerine bu branşta elektirkle ilgili mezun olan kişiler bu dalda iş arama yetkisi verilmelidir. Tam ters örneği de hastaneler, Hastaneler de ağırlıklı olarak biyologlar çalışması gerekirken benim gibi Jeoloji Mühendislerinin ne işi var oralarda. Yani Uzmanlıkta sınıf ayırımına ben karşıyım. Karşı olmayana da saygı duyarım. Ama altını çiziyorum. BEN KARŞIYIM.
• Şimdi yeni moda iş ilanları cıktı. B veya A sınıfı İş güvenliği Uzmanı. Sayın İşverenler bunu böyle yazarak şunu mu ifade ediyorsunuz. (dedim ya ben gerizekalıyı olabilirim ve her şeyi hemen algılıyamıyorum) A Sınıfı İş yapacak ama B Sınıfı maaşla çalışacak Uzman arıyoruz. Sayın işverenler ilginçtir ki sizi bu konuda eleştirmiyorum. Bu ilanın çıkmasına sebep olan bütün uzman arkadaşlarımı eleştiriyorum. Sizinle bir kaç yıl önce ki bir B sınıfı uzmanla yaşadığım bana ilginç gelen bir diyoloğu paylaşayım. Bir toplantı da karşılaştım bu arkadaşla. Konu OSGB'nin verdiği maaşlara geldi. Kendince haklı olarak A Sınıfı Uzmanları eleştirdi bu genç arkadaşım. O zamanın parasıyla kenisinin B sınıfı olarak 7500 TL. ye çalıştığını( o zaman için fena bir rakam değildi), A sınıfı uzman olarak neden ucuza çalışıyorlar gibi kendince haklı bir zelzenişte bulundu. O çalıştığı firmanın eski uzmanı A sınıfı idi ve onun aldığı maaşı cümlemin sonunda paylaşacağım. Ben de ona şu soruları sordum. Değerli kardeşim, çalıştığın firmaın tehlike sınıfı nedir? Cevap Çok tehlikeli, Peki   uzmanlık sınıfın nedir? Cevap B Sınıfı. Yani kanun değişmiş olsaydı üst sınıfa bakma yetkisi elinden alınsaydı sen bu firmaya bakabilecek miydin? Cevap Hayır. O zaman sen şunu mu düşünüyorsun buraya bakan bir A sınıfı Uzman olsa senin aldığın paraya mı çalışacaktı. Cevap Dudak büzme bilmiyorum. Peki bu sorunun cevabını ben sana vereyim. Senden önceki uzman iyi bir arkadaşımdı ve 10.000 TL. ye çalışıyordu. Aslında sen oraya kendi standartlarında iyi bir paraya başlamışsın ama A sınıfı standartlarını aslında sen düşürüyorsun. Yani aslında bu işi zora sokanlar sizsiniz. Bence eleştirilerinde daha objektif olmalısın dedim. İş bulamayan A Sınıfı uzmanlar da maalesef sizin en üst limitinizi kendilerinin en alt limiti kabul ediyor ve mecburen işi kabul ediyor. Bu işte kazanan kim? Cevap her zaman kasa kazanır yani İŞVEREN...
• https://ahmetturkbey.webnode.com.tr/ sizde bir şeyler yazmak isterseniz yazınızı lütfen paylaşın. Saygı çerçevesindeki her yazıyı burdan yayınlamak, sesiniz olmak benim için bir görevdir.

İçimde hala yazacak çok şey var ama yazdıkça demorilize oluyorum ve muhtemelen de siz de okumaktan yoruldunuz.Herkesin gönlüne göre olsun her şey. Saygılarımla; Ahmet TÜRKBEY / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı / Jeoloji Mühendisi